Pages

28.5.11

başlık olmazsa olmaz tabi.

öncelikle buralar kapalıyken bi tumblr'm oldu >> I Don't Trust a Man with Curly Hair!

sonra aylardır sorunlu olmaktan vazgeçmeyen internetim, tumblr'ın olağan yavaşlığıyla birleşince, zaten genel olarak fotoğraf paylaşmak için kullandığım o sayfadan yavaş yavaş soğudum. ve tam o sırada pinterest'le karşılaşmam gibi bir mucize.

an itibariyle profil fotoğrafı olarak kullandığım bu sevimli şeyi de orada buldum işte. :)

p.s : günler önce, yazıp ortada bırakmışım yazıyı. muhtemelen yemeğe çağrılmışımdır, biri msn'den bişi yazmıştır ya da dışarı çıkmışımdır. görünce, sizi bu şapşal fotoğraftan mahrum etmek istemedim.

Vive le pinterest!

27.5.11

son şans

ben 'yanlış' yazacakken, 'yalnız' yazarım, eğer o sırada beirut dinliyorsam mesela. gerçi sorun değil, biraz zorlasak ikisi de aynı şey sonuçta. kendimi kandırabilirim, gözüme batan bi şeyler varken ağlamışım gibi. oysa musmutluyumdur o an, havalar ısındığı için. çünkü, bilirsiniz, ben `güvenli bağlanacak birini arıyorum :(` :p  bi de.. bi de telefona bakar dururum mesela, şarjın bittiğini bilioken bile, mesajıma cevap gelmiş mi kontrol ederim. çünkü benim altıncı hissim kuvvetlidir, ona pek kulak asmasam da.

kalbim kırılır. ama söylemem. çokfena. yani, kalbimin kırılması o kadar fena olmasa bile, söylemiyor olmam oldukça kötü. dizilerle unuturum. ya da müziklerle ve filmlerle. kitaplar da olabilir belki. ama bittiklerinde üzülürüm hep. hiçbir şey bitmese keşke.


sarı oje istiyorum şimdi, papatya yapmak istiyorum tırnağımın köşesine. ortası pembe papatya olmaz ki. :'(

edit: bi kerede "sonşansşusuşisesinde" diyebilirseniz, size bir sürprizim olabilir belki, çünkü bu benim en sevdiğim tekerlemedir.

16.5.11

mm..


zaten ben salıncakları hep sevdim.

"ayık ayık sevin"

bi şey olsa.. 

ben yine yazmazsam çatlayacağımı sanmaya başlasam. yazdıklarımı ileride okuduğumda "evet ya, gerçekten bunlardı düşündüklerim, şimdi bile böyle düşünüorum" diyebilsem. 

o değil de, 
her yer hayal kırıklığı dolu. bugün bir arkadaşımın yazdığı gibi aslında.
"öyle yürekten seviyorsan aklı başından atacaksın.. http://youtu.be/... - siz siz olun atmayın yine de. biz attık da n'oldu. ayık ayık sevin. akıllı olun."
işin kötüsü duman'a hak veririm çoğu zaman. :) 

yazmazsam çatlayacağım bi şey de var aslında..
bazı insanlar gerçekten çok salak değil mi ya?!

6.5.11

plasebo

kocaman gülümsemeli bi surat çizmek, ilk günde işe yarayabilirmiş de. bunda bile plasebo etkisi olacağını nereden bilebilirdim :p bi de şu aspirin de işe yarasa iyi olacak, benim daha 19 mayıs'a kadar yapmam gereken bi ton şey var.

self help book'ları da bi süreliğine daha rafa kaldırabilirim sanırım. şunu dinlemek, bağıra bağıra söylemek bile mutlu edio. bunu da en iyi aslında yaşar yapıo sanırım. böyle musmutlu bi müziğe, bu kadar hüzünlü şeyler yerleştirmeyi diorum yani.

tamam, kabul ediorum, bütün bunların bugün ders arasında telefonumun saçma şehir kodlu bi numaradan aranmasıyla da alakası var :)