Pages

24.12.10

çoknoktayanyana

yarışmıyorum kimseyle, kendimle bile.
ama hep kaybettiğimi hissediyorum bugünlerde, hep bir burukluk var içimde o yüzden.
her şey düzgün olsun demiyorum, hiç demedim, bundan sonra da demem ama..
bir memnuniyetsizlik var üstümde..
bir çekememezlik..
bir rahatsızlık, her girdiğim ortamda..

dilimin ucuna geliyor bi şeyler, söylemek istemiorum.. hepsi de kendimle ilgili, söylersem gerçek olacaklarmış gibi, söylemezsem de gerçek değillermiş gibi..
emin değilim..

her şeyi bilip müdahele edememek de çok zor..
bol noktalar koymak istiorum bi şeylere, hiç koyamadığım için bundan önce, elimde ne kadar varsa hepsini koymak.. devam edecekmiş de, yarıda kalmış gibi işte tam; 2noktayanyana gibi değil bu sefer, onda bile az buçuk kesinlik var çünkü..

böyle..

22.12.10

wake me up when 'december' ends..

"9 ay falan oldu" dedim ya kıza :p ve uzun bi süre de fark edemedim hatamı..
izafiyet teorisi diye buna derim ben..
bi de bitmek bilmeyen sunum dakikalarına :p
bu kadar mükemmeliyetçi olursam (!) komik olan, hazırlarken rahat olup sunarken o hale bürünmem, üzülmem falan :p
demek ki, bu durumda bana ait olmayan bişi var, içime sindirilememiş bişi..
oysa ben sunumumu videoya kaydedip vls media player'da oynatacaktım okulda :p
neyse.. bu da geçti neyse ki :)
önümüzdeki maçlara bakalım, şemsiyemize sahip çıkalım, asistana vaktinde gidelim..

ocak'ın gelmesine çok ihtiyacım var.. özlediğim insanlar var çünkü :)
çabuk gelesiceler..

ben yatıorum :)

13.12.10

düş içinde düş

"al kaşının üstüne, bu senin busen!
ve ayrılıyorum şimdi senden,
bırak itiraf edeyim giderken -
günlerimin bir düş olduğunu söylerken
haksız değildin katiyen;
gene de umut uçup gitmişse
bir gecede, ya da bir günde,
bir hayalde, ya da hiç birinde,
fark eder mi bu vesileyle?
bütün gördüğümüz ve göründüğümüz de
düş içinde düştür sadece.

dalgalarla tartaklanan bir sahilde
dururum gürlemenin merkezinde,
ve tutarım elimin içinde
altın kumları zerre zerre –
nasıl azlar! sürünürler gene de
parmaklarımdan derine,
yaşlar varken gözlerimde!
ey tanrı! kavrayamaz mıyım
onları daha sıkı bir kenetlemeyle?
ey tanrı! saklayamaz mıyım
merhametsiz dalgadan birini bile?
bütün gördüğümüz ve göründüğümüz de
düş içinde düş müdür sadece?"


eap 


(çeviren: ismail haydar aksoy)


ve müzik, inception'ın soundtrack'inden "dream within a dream" (:

12.12.10

mim !

aylar önce BBS'de kendi başlattığım mim, lafkedisi meltemella sayesinde dönüp dolaşıp bana gelmişti yine.. unuttum sandın di miiğğ? :) yapacağım şey şu, 10 farklı kişiye söylemek istediğim 10 şeyi yazıcam.. ister isim vermeden, ister takma isimle, ister baş harflerle.. ister tek cümle, ister daha fazla :) pek fazla sınırlaması olmayan bi mim yani, ne kolay! o zaman başlıorum..

* E. yanılsama falan filan.
* A. kendin bul!
* D. ne?! 9 sene mi?! hepsi için teşekkürler :)
* N. palavra palavra palavra ♪♫ 
* G&I&İ&Z&B. oysa ki sizi çok özlemiştim..
* F&H. bütün hayallerimiz gerçek olacak, buraya yazıorum :)
* Ö&D. karaokeyi ayarlıorum, sonradan "ay ben söylemem" istemem!
* C. adeta en şirin anne adayısın :)
* S. aa! nefret ettiğim tek insansın, tebrik ederim.
* T. olmasaydın, nasıl bi hayatım olurdu, gerçekten çok merak ediorum..

bi de birkaç kişiyi mimlemek lazım tabi, işte onlar : paranoyak satırlar , şapşal koala , phoebe* :) ve tabi, benim de söyleyeceklerim var diyen herkess..

7.12.10

i found a reason

tık.

--

ama tam anlamıyla "kapkaranlık" bir geceye bakarken pencereden, elimde çayımla..
dinlenebilecek tek şarkı buydu..
ben napiyim =))

6.12.10

yrn

yarın da böyle güzel olacaksa, dakikaların geçtiğine üzülmekten vazgeçebilirim sanırım (:

- olacak mı? söz mü? hı?

4.12.10

`lavf`

gençler, -hep böyle bi hitapla yazıma başlamak istemişimdir-

bazı haftasonlarında, odamdan o kadar uzun süre çıkmıorum ve dolayısıyla insanlardan o kadar uzak kalıorum ki, pazartesi günü okula gidecek olma düşüncesi beni endişeden endişeye sürüklüyo.. ve bu yüzden, bazen, kabul etmekten nefret etsem de, annemin haklı olduunu düşünüorum.. belki onunla birlikte türk sanat müziği korosuna gitmek çok da kötü bi fikir deildir.. ama kanun çalmak isteyeceğimi hiç sanmadıımı da, onun da kabul etmesi gerekio artık !

o değil de, mızıkanın boyundan büyük işlere imza atan bi enstrüman olduğunu düşünmeye başladım ama cd'dekilere sinir oluorum :p çok güzel çalıolar, özellikle 16'lık notaları ama ben te'den sonra k çıkaramıorum ki.. biraz video izliyim en iyisi.. 'bending' yaparken çekilmiş mr görüntüsünden, nasıl yapılacağını anlamaya çalışmaktan daha iyi sonuç verebilir bence :p

bu yazı nereye gidiyor böyle, hiçbir fikrim yok aslında.. "J'i özledim mesela, konuşamadık ne zamandır.. kafamda bu ay bitmeden hazırlamam gereken 2 sunum.. ve ben hala lie to me mi izlesem, chuck mı diye düşünüorum..


p.s : cal lightman, bana da love desin, olmazsa darling de diyebilir ! :p